31 Mayıs 2015 Pazar

Ali Mezarcıoğlu / Tebrik ve Kısa Bir Yanıt

Geçtiğimiz hafta Türkiye Romanları ile ilgili son derece önemli bir kaynak yayınlandı. Gonca Girgin'in "9/8 Roman Dansı Kültür, Kimlik, Dönüşüm ve Yeniden İnşa" başlıklı çalışması, özellikle Roman dansını basmakalıp bir çerçevenin ötesinde çok boyutlu olarak incelemek isteyen meraklılar için başucu kitabı olacak nitelikte. Tabi dansın sosyal anlamını ve kimliğin dönüşümündeki rolünü de bu çalışma sayesinde farklı bir perspektiften değerlendirme imkanımız oluyor. Kendisini canı gönülden tebrik ediyor, kitabı ilgilenen herkese tavsiye ediyorum.

Öte yandan kitapta bana dönük yapılan bir göndermeyi incelediğimde, değerli yazarımızın "Çingenelerin Kitabı" isimli çalışmamda kullanılan bazı ifadeleri benim anlatmak istediğim şekilde anlamadığını gördüm. Bu noktada kendisine ve eserine olan saygımdan ötürü kısa bir açıklama yapmayı zorunlu görüyorum. 

Yazar, "Çingenelerin Kitabında" Japon Çingeneleri olarak anılan Burakularla ilgili olarak, kitapta referans verilen kaynaklarda onlardan "Çingene" karşılığı kullanılan sözcüklerle bahsedilmediğini, bu nedenle onların Çingene olarak ele alınamayacağını ifade ediyor. "Çingenelerin Kitabı" Çingene kelimesinin, tek bir halk veya kökene atıfla kullanılmadığı bir çalışma. İlk sayfasından itibaren bu tartışma detaylı bir şekilde yapılmaktadır. Çingene adı, Gaco-Gebenler tarafından göçebe zanaatçı kavimlere Anadolu, Balkan, Batı Avrupa ve Orta Asya coğrafyasında verilen isimdir. Afrika'da Midgan, Pakistan'da Parya ve başka yerlerde başka sözcükler kullanılır. Ama kast edilen sosyal kategori aynıdır. Japonya'da da karşımıza aynı biçimde kullanılan Eta sözcüğü çıkar. Dericilik, mezarcılık ve kasaplık gibi zanaat ve hizmetlerde çalışan gruplar Eta olarak adlandırılmakta; başka coğrafyalarda göçebe zanaatçıların başka adlarla damgalanması gibi bu coğrafyada da Eta damgası kullanılmaktadır. Keşke değerli yazarımız kitabın başlangıcında yer alan bu tartışmaları inceleyebilseydi. O zaman söz konusu kaynaklarda "Çingene" ya da "Gypsy" değil, Eta sözcüğünü araması gerektiğini takdir ederdi zannediyorum.

18. yüzyıldan itibaren değerli yazarımızın da işaret ettiği üzere Romanesin Hint kökenli bir dil olduğunun ortaya konulması ile Batılı yazarların bir bölümü sadece Hint kökenli göçebe zanaatçı topluluklar için Çingene adını kullanmaya başlamışlardır.. Bu tavrın kendisi yazarımızın sıkça kullandığı terimle "bir inşa pratiğidir", yani uydurmadır. Her nedense yüzlerce yıldır birlikte yaşadıkları farklı kökenlerden gelmiş ve aynı sosyolojik özellikleri paylaşan bu toplumları tek bir yabancı soy olarak görmek Batı düşüncesinin işine gelmiştir. Romanlar Hint kökenlidir ama Romanesin Hint dilleri ile bağlantısının keşfinden çok önce Hint kökenli olmayan onlarca farklı göçebe zanaatçı kavim Çingene vb isimlerle damgalanmış, Romancanın Hint kökeninin keşfinden sonra ise Hint kökenli olmayan göçebe zanaatçı kavimler Batılı yazarlarca "Gypsy-like" yani "Çingene-benzeri" ilan edilmişlerdir. Bu ilanın gerekçesi nedir? Çingene adının kendisinde Hint kökenini işaret eden bir öz mü vardır? Yoktur! 

Bu tartışma uzar gider, Gonca Hanımdan beklentim, kitabının sonraki baskılarında referans verdiğim kaynaktan haberdar olmadığım imasını yapan 4 numaralı dipnotunda bu açıklamamı değerlendirmesidir.

Kendisine sonsuz başarılar diliyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder